AYVALIKSAL...
Sayılı gün çabuk geçer dedim ve ilk otobüse Ayvalığa bilet aldım.Otobüsüm akşam saat on ikiydi.Yolculuk için güzel bir saat seçmiştim.Otogara biraz erken gelmiştim çığırtkanların arasından gideceğim firmamın önünde durdum biletimi kontrol ettim.Cam kenarı almıştım sabaha kadar yolu izleyecektim.Mutluydum.Otobüsüm hareket etti kulaklığımı taktım ve yolculuğa müziğimle eşlik ettim.Boğaz köprüsünü geçerken hiçbir ayrıntıyı kaçırmak istemedim.Tam müziğe kendimi kaptırmışken uykuya dalmışım gözümü açtığımda Burhaniye otogarda idim.Bu kadar çok ve kesintisiz uyuyor olamazdım.Kendi kendime kızdım o kadar yolu dolu bir zihinle seyredecektim.
Ayvalık otogarda indikten sonra valizimi aldım ve derin bir nefes aldım zeytin ağaçlarının keskin kokusunu genizimde hissetmiştim.Taksiye atladım ve Cunda'da kalacağım pansiyona doğru yol aldım.Kendi başıma tatil yapmaktan zevk alıyordum adeta.Pansiyon kapısında taksiciye durdurdum ve ücretini cüzdanımdaki paralardan ayarlarken taksicide valizimi indirdi.Ben önde valizim arkada pansiyondan içeri girdim.Pansiyonun çevresi zeytin ağaçları ile doluydu.Nüfus cüzdanımı verdim ve kayıt işlerimi sonlandırdıktan sonra odama çıktım eşyalarımı yerleştirdim.Balkona çıktım ve yeşilliğe doya doya baktım.Buradaydım.O akşam uyku tutmadı beni otobüste uykumu almış olmaktan kaynaklı olabilir.
Ertesi gün kahvaltı için Cunda merkeze gittim.Maviye boyanmış taburelerle dolu bir kahvaltı dükkanında çayımı yudumlarken sahilde dalgalarla sallanan sandallara baktım.Şuan tek düşünecek şey nereye gidecek,neler yiyecek ve kalan tatilimi nasıl değerlendireceğimdi.Sayılı gün çabuk geçer diye yola çıktığım Ege yolculuğunda burada olmak hatta burada kalmak için nelerimi vermezdim.
-Ayvalık aşığı bir İstanbullu
Yorumlar
Yorum Gönder