Kayıtlar

felsefe etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

VARLIK VE HİÇLİK-JEAN PAUL SARTRE

Resim
  “İnsan bazen özgür, bazen köle olamaz; insan, her zaman ya tam özgürdür, ya da değildir.” Jean-Paul Sartre Varlık ve Hiçlik / Fenomenolojik Ontoloji Denemesi (L’être et le néant / Essai d’ontologie phénoménologique, 1943), hiç şüphesiz Jean-Paul Sartre’ın “başyapıtı”dır. Sadece Fransız felsefesi açısından değil genel olarak felsefe tarihi açısından da son büyük ontoloji denemesini temsil eder. Dolayısıyla önemini ve güncelliğini hâlâ korumaktadır ve hiç şüphesiz daha uzun yıllar korumaya devam edecektir. Çünkü, insan, ilk defa bu yapıtta, özgür olmaya “mahkum” edilmiştir… “Jean-Paul Sartre’nin sadece bir kaç ay içinde kaleme aldığı ancak pek çok felsefeci tarafından yüzyılın eseri olarak nitelenen ama bir türlü dilimize çevrilmesi başarılamayan “Varlık ve Hiçlik” adlı eseri ilk kez Türkçe’ye kazandırıldı. Eserin bugüne dek neden Türkçe’ye kazandırılmadığı felsefeciler arasındaki en popüler tartışmalar arasındaydı. Bu yüzden yayıncı isimlerden Ahmet Öz, profesyonel felsefecilere ş...

MUTLULUĞU ÖLÇEBİLİR MİYİZ?

Resim
  Şimdiye kadar mutluluğu büyük ölçüde sağlık, gıda ve zenginlik gibi fiziksel koşulların bir ürünü gibi düşünerek ele aldık: İnsanlar daha zengin ve daha sağlıklıysa daha mutlu olmalıdırlar. Fakat gerçek bu kadar basit mi? Filozoflar, rahipler ve şairler binlerce yıldır mutluluğun ne olduğuna ilişkin düşündüler ve çoğu, en az fiziksel koşullar kadar toplumsal, ahlaki ve ruhani etkenlerin de mutluluk üzerinde etkili olduğu sonucuna vardılar. Belki de modern zengin toplumlar tüm refahlarına rağmen yabancılaşma ve manasızlıktan muzdariplerdir. Belki de eskiden daha zor koşullarda yaşayan atalarımız topluluk, din ve doğayla kurdukları bağdan çok daha memnunlardı. Son yıllarda psikologlar ve biyologlar insanları neyin mutlu ettiğini anlamak için bilimsel araştırmalar yapmaya başladılar. Para mı, aile mi, genetik mi, yoksa erdemli olmak mı? Burada atılması gereken ilk adım ölçülecek şeyi tanımlamaktır. Mutluluğun genel olarak kabul edilen tanımı, “öznel iyi olma hâli”dir. Bu görüşe göre...

VARLIK VE HİÇLİK - JEAN PAUL SARTRE

Resim
  “İnsan bazen özgür, bazen köle olamaz; insan, her zaman ya tam özgürdür, ya da değildir.” Jean-Paul Sartre Varlık ve Hiçlik / Fenomenolojik Ontoloji Denemesi (L’être et le néant / Essai d’ontologie phénoménologique, 1943), hiç şüphesiz Jean-Paul Sartre’ın “başyapıtı”dır. Sadece Fransız felsefesi açısından değil genel olarak felsefe tarihi açısından da son büyük ontoloji denemesini temsil eder. Dolayısıyla önemini ve güncelliğini hâlâ korumaktadır ve hiç şüphesiz daha uzun yıllar korumaya devam edecektir. Çünkü, insan, ilk defa bu yapıtta, özgür olmaya “mahkum” edilmiştir… “Jean-Paul Sartre’nin sadece bir kaç ay içinde kaleme aldığı ancak pek çok felsefeci tarafından yüzyılın eseri olarak nitelenen ama bir türlü dilimize çevrilmesi başarılamayan “Varlık ve Hiçlik” adlı eseri ilk kez Türkçe’ye kazandırıldı. Eserin bugüne dek neden Türkçe’ye kazandırılmadığı felsefeciler arasındaki en popüler tartışmalar arasındaydı. Bu yüzden yayıncı isimlerden Ahmet Öz, profesyonel felsefecilere ş...

ALBERT CAMUS:SAÇMA VE İNTİHAR

Resim
SAÇMA VE İNTİHAR Yalnızca gerçekten ciddi bir tek sorun var: İntihar.Yaşamın yaşanmaya değip değmediğini düşünmek, felsefenin temel sorusunu yanıtlamaktır. Dünyanın üç boyutlu olması, zihnin dokuz ya da on iki kategorisi olması gibi sorunlar sonra gelir. Bunların hiç önemi yok.Yanıtlamak gerek önce. Nietzsche’nin de söylediği gibi,bir filozof saygıdeğer olabilmek için özüyle sözü bir olmak zorundaysa, bu durumda yanıtın önemi ortaya çıkar, çünkü yanıt kesin davranışı önceler. Bunlar yürekte kendini gösteren apaçıklıklardır, ama onları zihinde aydınlık kılabilmek için derinleştirmek gerekir. Şu sorunun öbüründen daha öncelikli oluşunun neye bağlı olduğunu kendi kendime sorduğumda, yükümlendiği eylemlere göre diye yanıt verebilirim. Varlık-bilimsel bir kanıt için ölen insan görmedim. Önemli bir bilimsel doğruyu bulan Galilei, yaşamını tehlikeye soktuğu anda bulgusunu kolaylıkla yalanlamıştır. Bir anlamda iyi de yaptı. Bu doğru diri diri yakılmaya değmezdi. Dünya mı güneşin çevresinde dön...

KARL JASPERS'İN VAROLUŞ FELSEFESİ

Resim
  Karl Jaspers Varoluşçuluğun ilk büyük filozofu, kendilerinden sonra felsefenin bir daha hiç eskisi gibi olamayacağını söylediği Kierkegaard ve Nietzsche’nin vukuflarından da çokça istifade etmiş olan Alman filozofu Karl Jaspers’tir (1883-1969). Onun önemi her şeyden önce, kitle ve makine çağının hayli tehlikeli kişisizleştirici eğilimlerinin ve planlamacı tavrının kökenini, modernizmin varlığın İlk ve Ortaçağ’daki sürekliliğini ortadan kaldırıp onu parçalayan ve farklı varlık türleri ya da düzeyleri arasındaki sağlıklı ve uyumlu ilişkiyi ortadan kaldıran yaklaşımına bağlamasından kaynaklanır. Jaspers’e göre, klasik felsefenin veya metafiziğin Hegel’le birlikte çöküşünün ardından, özellikle insan açısından işler daha da kötüye gitmiştir; çünkü bazı filozoflar, pozitivist bir tavırla felsefeyi bilime indirgemiş ve kendilerini bilimle ilgili birtakım iddialar ortaya koymakla sınırlamış veya bilime dayalı bir hayat felsefesi geliştirmekle yetinmişlerdir. Diğerleri ise idealist bir ta...

VAROLUŞÇULUK NEDİR?

Resim
Jean-Paul Sartre sorarsanız,bundan kolay bir şey yoktur: Varoluşçuluğu okurlara tanımlamak mı?Çok kolay bir iştir bu!Felsefe terimleriyle söylersek,her nesnenin bir özü,bir de varlığı vardır.Öz,sürekli nitelikler topluluğu demektir.Varlık(ya da varoluş)ise dünyada etkin olarak bulunuş demektir.Çoğu kimseler özün önce,varoluşun sonradan geldiğine inanırlar.Örneğin,bezelyeler bir bezelye düşüncesine göre yerden biter,yuvarlaklaşırlar.Bir ev kurmak isteyen kimsenin,ne biçim bir nesne yaratmak istediğini iyice bilmesi gerekir.. Burada öz,varoluştan önce gelir.İnsaları tanrının yarattığını inanan kimselere şöyle düşünürler:Tanrı insaları kendindeki insan düşüncesine göre var eder.Öte yandan,inançsız kimselerde şu geleneksel görüşe bağlanırlar..Nesne,ancak özüne uyduğu zaman var olur.Nitekim 18.yy hep şuna inandı:bütün insalara özgü ortak bir öz vardır;bu değişmez özün adı insan doğasıdır. Jean-Paul Sartre